Candida, bir maya mantarı ailesidir ve candida ailesinde bulunan 200 kadar mantar türü arasında insan vücudunda enfeksiyona en fazla neden olanı candida albicans’tır. Candida mantarlarının oluşturduğu enfeksiyonlara kandidiyaz denir.
Normal koşullarda bağışıklık sistemi ve sindirim sistemindeki faydalı bakteriler sayesinde kontrol altında tutulan candida albicans mantarı; aşırı antibiyotik kullanımı, bağışıklık sisteminin zayıflaması ya da mayanın çoğalmasına neden olacak şekilde beslenme nedeniyle vücutta sayıca artarak sağlığı tehdit edebilir. Candida Albicans’ın aşırı çoğalması özellikle ağız ve vajinada enfeksiyona neden olmaktadır.
Candida Albicans Vücutta Neden Çoğalır
Antibiyotik kullanımı bağırsak florasının dengesini bozabilir. Bu durumda bağırsaklardaki yararlı bakterilerin sayısı azalır. Normal koşullarda bu yararlı bakterileri candida mantarlarını kontrol altında tutarken sayıca azalmaları nedeniyle bunu yapamaz hale gelebilirler ve candida mantarlar kontrolsüzce artış gösterebilir.
Yüksek östrojen seviyesi de bir risk faktörü kabul edilir. Bu nedenle gebelikte ve hormon kullanımında maya enfeksiyonları daha sık görülür.
Bağışıklığı baskılanmış kişilerde örneğin tedavi edilmeyen HIV enfeksiyonunda ya da ya da kemoterapi alanlarda ve diyabet hastalarında candida albicans sayısının vücutta artması ve sağlığa zarar vermesi daha mümkün olmaktadır.
Tüm bunlarla birlikte beslenmede yapılan hatalar da bu mantarın vücutta çoğalmasına neden olabileceği ifade edilmektedir. Özellikle şeker ve basit karbonhidrat içeren gıdalar ile maya içeren besinlerin buna neden olabileceğini belirten kaynaklar bulunmaktadır. Aşırı alkol kullanımı ve stres de diğer risk faktörleri arasında sıralanır.
Kandidiyaz Belirtileri
Bazı belirtiler çok spesifik olmakla birlikte bir çok belirti diğer hastalıklarda da görülebilen durumlardır ve yaşanılan bu belirtiler başka bir sağlık durumu ile ilişkili de olabilir. Enfeksiyonun oluştuğu bölgeye göre belirtiler de değişebilir.
-Ağız ve boğazda pamukçuk
-Yeme yutma güçlüğü, tat kaybı
-Yorgunluk
-Depresif ruh hali, sinirlilik
-Tekrarlayan genital ve idrar yolu enfeksiyonları
-Beyaz vajinal akıntı, idrar yanması hissi
– Cinsel ilişki sırasında zorluk çekme
-Vağınada kaşıntı, peniste döküntülü kaşıntı
Candida Albicans ve Beslenme
Daha önce de belirtildiği gibi diyabet hastaları risk altındaki gruplardan biri kabul edilir. Özellikle de diyebetleri kontrol altında tutulmuyorsa kanda yüksek şeker düzeyleri candida albicans mantarının çoğalmasını teşvik edebilir. Ancak buna dair bilimsel kanıtlar yetersizdir. Mantar organizmaları genellikle kan dolaşımında değildir ve kandaki şekerden beslenmeleri ve bu yolla çoğalmaları da pek mümkün gözükmemektedir.
Rafine edilmiş unla yapılan gıdalar ve şeker tüketiminin sınırlandırılmasının pek çok yararı olduğunu bilsek de maya enfeksiyonların görülme sıklığını ve şiddetini etkilediğine dair de kanıtlar yetersizdir. Yine de bu tavsiyelere uyulmasının sağlıklı beslenme açısından faydaları tartışılmazdır.
Kandidiyaz enfeksiyonlarından kaçınmak için beslenmede önerilen bir diğer şey ise mayalı gıdalardan uzak durulmasıdır. Ancak bu öneri de sağlam temeller üzerine oturmamaktadır. Ekmek ya da bira gibi mayalı gıdaların yapımında kullanılan mayalar çok farklı türdedir. Bu gıdalarda kullanılan mayaların enfeksiyon yapması ise çok nadirdir ve candida albicans kaynaklı enfeksiyonlarla bağlantılı değildir. Maya alerjisi olanların bu gıdalardan kaçınması önerilir ama maya alerjileri maya enfeksiyonlarına neden olmaz.
Probiyotik Tüketimi İyi Gelir
Probiyotik bir gıda olan yoğurt tüketiminin hem ağız hem de vajinada Candida’nın çoğalmasını önlediğine ilişkin bilimsel kanıtlar bulunmaktadır. Yoğurt ve diğer fermente gıdaların bağırsaklardaki yararlı bakterilerin sayısını arttırarak candida popülasyonunu kontrol altında tutmaya yardımcı olmaktadır. Antibiyotik kullanımı sırasında ve sonrasında probiyotik takviyeleri kullanmak da antibiyotikle bağlantılı candida albicans enfeksiyonunu önlemeye katkı sağlar. Probiyotik takviyelerin antifungal ilaçlarla birlikte kullanımı tedavinin etkinliğini arttırdığı bilinmektedir. Beslenmeye destek olarak ağızdan probiyotik takviyesi alımı da riskin azaltılmasına yardımcı olur.