Obezite ve diyabet gibi hastalıklardaki küresel artış, insanlığı şekere alternatif olabilecek tatlandırıcılara yönlendirmiştir. Tatlı besinlerden vazgeçemeyen insanoğlu bu tadı sağlamak için şekerden daha düşük kalorili alternatifler üzerinde yoğun çalışmalar yapmıştır ve bu çalışmalarına devam etmektedir.
Şeker alternatifleri arasında son yıllarda popülerliği en fazla artan tatlandırıcı ise eritritol olmuştur. Eritritol ilk olarak 1990 lı yıllarda Japonya’da kullanılmaya başlanmış, 90 lı yılların sonlarına doğru ise yavaş yavaş dünya genelinde kullanımına geçilmiştir. Her türlü diyet ürünlerde, çikolatalarda, içeceklerde, sakızlarda ve protein barlarında tatlandırıcı olarak kullanılmaktadır.
Eritritol, kendisinden daha çok bilinen sorbitol ve ksilitol gibi bir tür şeker alkolüdür. Şeker alkolleri, adında geçen alkol kelimesinin aksine etanol(sarhoşluğa neden olan madde) içermez.
Eritritol üzüm, karpuz gibi meyvelerde, havuç ve patates gibi sebzelerde, mantarlarda ve fermente ürünlerde doğal olarak bulunur. Onu diğer şeker alkollerinden ayıran özelikleri sayesinde ayrıcalıklı bir yer elde etmiştir.
Her şeyden önce eşdeğer miktardaki şekerden ve diğer şeker alkollerinden çok daha az kalori değerin sahiptir. 1 gram şeker 4 kalori iken, 1 gram ksilitol 2.4 kalori, 1 gram eritritol ise sadece 0.24 kaloridir. Bir başka ifadeyle şekerden elde edilen 100 kaloriye karşılık aynı miktardaki eritritolden sadece 6 kalori sağlanır. Çok düşük kalorisine karşın şekerin %70’i kadar tatlandırma özelliği taşır.
Eritritolün br diğer önemli özelliği ise sofra şekerinin aksine kan şekeri ve insülin düzeylerini etkilememesidir. İnsan vücudunda ertritolü parçalayacak enzimler bulunmaz. Bu sebeple sindirilmeden idrar yoluyla vücuttan atılır. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki eritritol verilen kişilerin kan şekeri ve insülin düzeylerinde herhangi bir değişiklik olmamıştır. Ayrıca kolesterol, trigliserit ve diğer biyogöstergelerde de bir değişikliğe neden olmadığı belirlenmiştir.
Şeker tüketiminin bir diğer kötü özelliği ise diş sağlığını tehdit etmesidir. Ağız içindeki zararlı bakteriler şekeri enerji üretmek için kullanırlar. Bakterilerin enerjisi arttığında büyürler, çoğalırlar ve diş minesine zarar verecek asitleri üretirler. Eritritol gibi şeker alkolleri ise ağız içindeki bakteriler tarafından sindirilemez ve enerji olarak kullanılamazlar. Böylece eritritol ağız sağlığı açısından da şekerden çok daha iyi olduğunu söyleyebiliriz. Bir çalışmada da eritritolün, sorbitol ve ksilitol gibi diğer şeker alkollerine kıyasla ağız sağlığını daha iyi koruduğu gösterilmiştir.
Şeker alkollerini kıyaslayan bazı çalışmalarda, örneğin ksilitol tüketimi sonrası görülen ishal, bulantı ve şişkinlik gibi belirtilerin eritritol tüketimi sonrasında oluşmadığı belirlenmiştir. Sindirim sistemi açısından diğer şeker alkollerinden daha iyi bir tercih olduğu konusunda görüş birliği bulunmaktadır.
Şekere alternatif olan tatlandırıcılar arasında eritritol yukarıdaki özellikleri itibariyle özel ve önemli bir yere sahiptir. Fakat kalori alımını sınırlamak için kullanılan tatlandırıcıların tamamen masum olduğunu söylemek pek de mümkün değildir. Yapılan bazı çalışmalara göre tatlandırıcılar obezite ve diyabet ile ilişkili bulunmuştur. Tatlandırıcılar, tükettiğimiz yemeğin ödül değerini(tatlı besin) yükselterek bilinçsizce yemek yememizde neden olabilir. Bu çalışmalar aspartame gibi yapay tatlandırıcılar üzerine olduğundan, eritritol için en azından şimdilik bu etkiye sahip olabileceğini söylememiz mümkün değildir.