ABD toplumu üzerinde yapılan yeni ve kapsamlı bir araştırmanın sonuçlarına göre obeziteye bağlı görülen kanser oranları gençler arasında alarm verici düzeyde artmaktadır. Lancet Halk Sağlığı Dergisinde yayınlanan araştırmanın bulguları, obezite ilişkili 6 kanserin görülme sıklığının 1995- 2014 yılları arasında önemli ölçüde arttığını ve özellikle bu artışın genç yetişkinlerde görüldüğünü ortaya koymuştur. Kolorektal, pankreas, safra kesesi, böbrek ve multilp miyelom gençlerde artışın en çok olduğu kanser türleri arasındadır. Sadece ABD’de bu kanser türlerinden her yıl 150 bin kişi yaşamını yitirmektedir.
Araştırmacılar, kolorektal kanser ile obezite arasındaki ilişkiyi belirleyen daha önceki çalışmalardan yola çıkmışlardır. Bu çalışmalarda kolorektal kanserin görülme sıklığındaki artışın obeziteye bağlı olduğu ortaya konmuştur. Araştırmacılar diğer kanser türlerindeki artış ile obezite arasında bir ilişki olup olmadığını belirlemek üzere bu çalışmayı başlatmış ve yürütmüşlerdir.
Bu çalışmada Ocak 1995 ile Aralık 2014 arasında 25 ile 84 yaş arasındaki kanser insidansına bakılmıştır. Veriler ABD’de yaşayan nüfusun 2/3’ünü oluşturan 25 eyaletteki kanser veri tabanından elde edilmiştir.
Araştırmacıların incelediği 20 yıllık verilerde, obezite ile ilişkili olduğu düşünülen 12 kanser türünün 6 tanesinin görülme sıklığının özellikle gençlerde arttığı bulunmuştur. Artışın olduğu kanser türleri; kolorektal, endometrial (rahim), safra kesesi, pankreas, böbrek ve multipl miyelom olarak belirlenmiştir.
Her ne kadar obeziteye bağlı kanser oranları yaşlı insanlarda artış gösterse de gerçek artış genç yetişkinlerde olmuştur. 25-29 yaş grubunda yıllık bazda en fazla artan kanser türleri ise şöyle sıralanmıştır: böbrek kanseri %6,3, safra kesesi kanseri %3,71, rahim kanseri %3,34 ve kolorektal kanser %2,24. Multipl miyelom kanserindeki yıllık artış 30 – 34 yaş grubunda %2,21 olarak tespit edilmiştir.
Araştırmanın yürütücüleri, daha genç bireylerde kanser görülme sıklığındaki bu artış eğiliminin obezite prevalansındaki artıştan kaynaklanabileceğini ileri sürmektedir. ABD’deki verilere göre 70’lerden günümüze ABD toplumundaki şişmanlık oranları çocuklar ve gençlerde 2 kattan fazla bir artış göstermiştir.
Daha önceki çalışmalardan ve bu araştırmadan elde edilen kanıtlar obez ya da fazla kilolu olmanın kanser gelişiminde rol oynayan çok adımlı süreçleri hızlandırabileceğini göstermektedir. Fazla kilolu olmaya ek olarak bu kişiler hareketsiz yaşamak, ekran başında fazla süre geçirmek, işlenmiş gıdalardan yüksek ve meyve ve sebzelerden fakir beslenmek gibi kanser riskini arttıran davranışlarda bulunabilir.
Türkiye’de yapılan araştırmalarda da obezite görülme sıklığı oldukça ürkütücü boyuttadır. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan “Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması-2010” ön çalışma raporuna göre Türkiye’de obezite sıklığı; toplamda fazla kilolu olanlar %34,6, fazla kilolu ve şişman olanlar %64,9, çok şişman olanların oranı %2,9 olarak bulunmuştur. Bir başka ifadeyle her 10 kişiden yaklaşık 7 tanesi fazla kilolu, obez ya da morbid obezdir.
Türkiye’de en sık görülen ilk 10 kanser arasında obezite ile ilişkili olabileceği yukarıdaki araştırmada da ortaya konan kolorektal, böbrek, rahim ve pankreas kanserleri de yer almaktadır.
Fazla kiloların, sadece kanser ile değil aynı zamanda pek çok kronik hastalık ile de ilişkili olduğunu biliyoruz. Bu nedenle fazla kilolardan kurtulmak için beslenme ve yaşam değişikliği pek çok insan için gereklidir. Kilo vermek sadece daha iyi görünmeyi değil aynı zamanda daha sağlıklı, kaliteli ve uzun bir yaşam sürdürmeyi sağlamanın anahtarıdır.