Et ve tatlı besinleri normal zamanlardan çok daha fazla tüketeceğimiz Kurban Bayramına sayılı günler kaldı. Eş, dost ve akraba ziyaretlerinde şerbetli tatlılar ikram edilecek, eğer o evde kurban kesildiyse muhakkak kurban kavurmasından en azından tatmamız istenecek. Bayram süresince ve aynı gün içinde pek çok ziyaret yapacağız ve hepsinde benzer şekilde et ve şekerli gıdalar ile karşılanacağız muhtemelen. Bize ziyarete gelenlere de aynı ikramları bu kez biz yapacağız. Öğün düzenimiz bozulacak ve rutinde tükettiğimiz kalori miktarının belki de çok üzerine çıkacağız. Çay ve kahve ikramları nedeniyle bunların tüketiminde de üst sınırları zorlayacağız. Meyve ve sebze tüketimimiz ise büyük olasılıkla çok kısıtlı düzeyde kalacak.
Öğün düzeninin olmadığı, et, şekerli besinler ile çay ve kahvenin aşırı tüketildiği ve diğer besin gruplarının yeteri kadar tüketilmediği bu düzensiz ve sağlıksız bir beslenme modelini normal şartlarda onaylamam mümkün değil ama “et yemeyin, şeker yemeyin” diyerek bayramı zehir edecek bir yaklaşımı da doğru bulmuyorum. Biraz dikkatli olunması koşuluyla bayrama özgü besinlerin tadını hepimiz çıkarabiliriz. Sizlere daha sağlıklı bir bayram geçirmenin ipuçlarını aşağıda anlatmaya çalışacağım.
Bu genel öneriler bazı hasta ya da hasta grupları için doğru olmayabilir. Bu kişilerin bayram süresince de doktor-diyetisyen kontrolü altında kişiye ya da hasta grubuna özel bir beslenme modeli uygulaması doğru olacaktır.
Öncelikle et konusunu ele alalım.
Kırmızı et, iyi bir hayvansal protein olmasının yanı sıra içeriğindeki bazı mineraller ve vitaminler sebebiyle de beslenmemizde önemli yeri olan ancak her gıdada olduğu gibi ölçülülük konusunu unutmadan tüketmemiz gereken bir besin maddesi. Bayram süresince günde 100-150 gram et tüketmekte bir sakınca yok. Etin görünen yağlarını temizleyerek haşlama ya da ızgara olarak tüketmeniz sağlığınız için daha iyi olacaktır. Kavurma ya da kızartma tercih etmemeniz gereken pişirme şekilleridir. Mangal yapılacaksa etin yanmamasına dikkat edilmeli çünkü kömürleşen etler kanser riski taşır. Etin içinde C ve E gibi günlük almamız gereken vitaminler olmadığından et yanında sebze tüketimi kesinlikle ihmal edilmemelidir. Yeni kesilen kurbanın eti kesimden hemen sonra oldukça serttir. Özellikle mide problemleri olanlarda sorun yaratabilir. Kesimden 24 saat sonra et yumuşamaya başlar ve sindirimi daha kolay olur. Etleri yüksek ısıda pişirmek dış yüzeyinin yanmasına ve su kaybına neden olur. Besin değerleri de bu sebeple azalır. Etli-sebzeli yemeklerede ekstra yağ eklenmesine gerek yoktur. Etin ya da kıymanın yağı yemeğe lezzet vermek için yeterlidir. Sakatatlar yüksek kolesterol ve doymuş yağ içerirler. Tüketimlerinden kaçınılmalıdır. Fazla etler tek pişirimlik şeklinde buzdolabı poşetlerine konarak derin dondurucuda saklanmalı, kullanılacağı zaman derin dondurucudan çıkartılarak buzdolabının alt bölümünde çözdürülmelidir. Kullanılmak üzere derin dondurucudan çıkarılan et çözüldükten sonra tekrar derin dondurucuya konulmamalıdır. Et kesme tahtaları ile sebze ve ekmek kesme tahtaları birbirinden ayrı olmalıdır. Aksi durumda besin zehirlenmeleri yaşamanız sözkonusu olabilir. Koyun eti, dana etine göre daha kalorilidir, öte yandan eşdeğer miktardaki dana etine göre daha az kolesterol içerir. Koyun eti dana etine kıyasla doymuş ve doymamış yağlardan daha zenginken protein değeri daha düşüktür. Dana eti, koyun etine kıyasla daha fazla sodyum, potasyum, kalsiyum ve fosfor içerir. Benim tercihim proteince daha zengin, daha az yağlı ve daha düşük kalorili olan dana etinden yana. Et tüketimiyle ilgili önerilerim ve uyarılarım bunlar.
Gelelim bayramların vazgeçilmezi tatlılara…
Şerbetli hamur tatlıları yerine süt ya da meyve tatlıları tercih edin. Misafirlerinize şeker yerine, kuru meyveler takdim edin. İkram edilen çay ve kahveyi olabildiğince az ve şekersiz tüketin. Şekerli ve asitli içeceklerden ve hazır meyve sularından kaçının. Her gittiğiniz yerdeki tüm ikramları kabul etmeyin ya da az miktarlarda tüketin. Hem et hem de tatlılar vücutta asidik etki yaratırlar. Oysaki vücudumuzun asit-baz dengesini korumamız gerekir. Gün boyunca ağır ve asitik beslendiğimiz için akşamları hafif beslenmeli; sebzeler, kuru baklagiller ve meyveler gibi posalı gıdalara ağırlık verilmelidir.
Tüm bu önerilere uyamayanlar ise bayram sonrasında bir –iki günlük detoks uygulayarak bedenlerini arındırmalılar. Bayram sonrası 2 günlük detoks beslenmesi aşağıdaki öneriler ışığında yapabilirsiniz. Şimdiden herkese iyi ve sağlıklı bayramlar dilerim.
1.Gün:
Sabah: Yeşil Su( 2 salatalık, semizotu, 1 yeşil elma, taze zencefil,1 demet maydanoz) katı meyve suyundan sıkılacak ve içilecek.
Ara: 1 bardak yağsız kefir ve 10 tane kavrulmamış badem
Öğlen: Akdeniz yeşillikleri, 3 kaşık buğday, zeytinyağı ve limon
Ara: İstediğiniz kadar sebze suyu
Akşam. Balık ızgara, bol yeşillik, zeytinyağı, limon
Ara: kefir
2.Gün:
Sabah: Güneşin Oğlu( ½ mango, yarım ananas, taze zencefil, 1 elma)
Ara: Kefir ve taze fındık 10 tane
Öğlen: Karışık sebze çorbası (minestrone çorba)( istediğiniz kadar kırmızı mercimek eklenebilirsiniz)
Ara: İstediğiniz kadar sebze suyu
Akşam: Somon ızgara ve kuşkonmaz ve brokoli haşlama
Gece Kefir ve 6 ceviz.
Detoks Suyu (Sebze Suyu):
Malzemeler: 1 tane kereviz(sapıyla birlikte), 1havuç, beyaz lahana 1/8, kara lahana 5-6 tane, bol sarımsak kabuklarıyla 2 ye bölerek katın, marul, roka, maydanoz 1 er demet, taze zencefil hepsini bol su ile haşlayın ve süzün taneleri atın.
Çıkan sıvıyı tüketirken baharat katabilirsiniz. Kekik, biberiye, acı biber, taze zencefil ve limon.
Kurban Bayramı ve sonrasındaki beslenmeye dair önerilerimi bağlantıdaki videodan da izleyebilirsiniz. https://www.youtube.com/watch?v=GdiXpBUR83M