Stein-Leventhal sendromu ya da yaygın olarak bilinen adı ile polikistik over sendromu (PKOS), en sık 30 yaş altı kadınlarda görülür. Yumurtalıklarda kalın bir over dokusu içinde iyi huylu birçok kist ile karakterize bir hastalıktır. Kronik anovülasyon (yumurtlama olmaması)
İlk kez 1935 yılında tanımlanan bu sendromun diğer pek çok hormonal hastalık gibi nedeni tam olarak bilinmemektedir. Polikistik over hastalığı üreme çağındaki kadınların %3 ile 5’ini etkileyen yaygın bir tablodur. Nedeni tam anlamı ile bilinmemesine bağlı olarak tedavisi konusunda da bir fikir birliği sağlanamamaktadır.
Karın kalça yağlanmanız varsa, sivilcelenme fazla ise, yağlı cilt varsa, tüylenmede artış varsa, kilo artışınız ve buna sebep olan kontrolsüz yemek yeme isteği varsa, kan şekerinde düzensizlik, kilo vermede güçlük, menstruasyon siklusun da değişmeler yaşıyorsanız sizde de olabilir.
PKOS bir çeşit jinekolojik hastalık olmasına rağmen endokrin sistem üzerinde bozulmalara sebep olduğu için dikkat edilmeli erken teşhis ile oluşabilecek risklerle başa çıkılmalıdır. PKOS’li üreme çağındaki bir kadın jinekolog, endokrinolog, ve bir diyetisyenden yardım alarak bu hastalıkla baş edebilir. Vücut ağırlığının %5-10 oranında azalması bile yumurtlamanın geri dönmesini ve tüm belirtilerin azalmasını sağlayabilir 🙂
Bu şekilde gelecekte karşına çıkması muhtemel kronik hastalık risklerini hayatından kaldırır. (diyabet, kalp hastalıkları, hipertansiyon, endometrial kanser gibi) Bu durumda kilo kontrolünüzün sağlanması veya kilo verilmesi adet düzelmelerinde büyük önem taşır. Aksi taktirde hastalık seyrinde insülin rezistansı en sık görülen durumdur. PKOS ‘nu basit bir jinekolojik bozukluk olmaktan çok, Tip 2 diyabet, dislipidemi ve kalp-damar hastalıkları gibi uzun dönemde sağlık riskleri taşıması nedeniyle dikkatli takip edilmesi ve ihmal edilmemesi gereken bir hastalıktır.
UZUN DÖNEMDEKİ RİSKLER
1-PKOS’un uzun dönemde yaratabileceği sorunlar ve riskler hem insülin hem de androjen fazlalığına bağlıdır. Yüksek miktarlarda insülin uzun dönemde tip 2 diyabet yani şeker hastalığı riski taşır. Bu tür diyabet genelde sıkı diyet ve ağızdan alınan ilaçlar ile kontrol altına alınabilir. Kilo sorunu olan, tedavi edilmemiş PKOS hastalarının %25-35’inde 30’lu yaşlarda tip2 şeker hastalığı ortaya çıkar.
2-PKOS’da görülen hormonal değişiklikler tansiyon problemlerini de beraberinde getirirler. Aynı zamanda bu hastalarda kolesterol parametrelerinde yükselme ile ortaya çıkar. Her iki durumda kalp hastalığı açısında yüksek risk faktörleridir.
3-PKOS ile insülin rezistansı sıklıkla bir arada görüldüğünden PKOS tedavisinde yeni yaklaşımlardan biri de insülin duyarlılığını arttıran ilaçların kullanımıdır. Bu konuda yeterli sayıda çalışma olmamakla birlikte ilk sonuçlar başarı oranlarının oldukça yüksek olduğu yönündedir.
4-Uzun süreli adet düzensizlikleri endometrium kanseri riskini arttırır. Yumurtlama olmadığı için endometrium üzerinde progesteron hormonu desteği olmaz ve bu nedenle endometrium uzun süre sadece östrojene maruz kalır, bu nedenle kanser riski artar. Bazı vakalarda progesteron desteği tedavisi uygulanır.
BESLENME TEDAVİSİ
PKOS da insülin seviyesini kontrol etmek için düşük glisemik indeksli (GI) bir diyet önerilmektedir.
Her öğünde doğru karbonhidrat kullanımı ve yeterli protein tüketimi düşük kan şekeri (hipoglisemi) ataklarını da kontrol altında tutabilmektedir.
Kolesterol yükselmesi riskine karşı doymamış yağları içeren bir program tercih edilmelidir. Tam yağlı ürünlerden uzak durulması önem taşımaktadır.
Yüksek lif alımı sağlamak için sebze, meyveler, kurubaklagil tüketimine ağırlık verilmelidir.
6 öğünden oluşan bir beslenme programı oluşturulmalıdır. Kan şekeri seyrini kontrol etmek gerekir.
Dyt. Ayşegül Bahar
Beslenme & Diyet Uzmanı