Probiyotikler ve Sağlığımız Üzerindeki Önemi

Bakteriler ya da diğer mikroorganizmalar genellikle zararlı mikroplar olarak algılansalar da aslında birçok mikroorganizma vücudumuzun düzgün işlemesinde rol oynar ve bunlar olmadan sağlıklı bir yaşam sürdürmek mümkün değildir. Bunlar arasında en önemli olanları ise faydalı bağırsak bakterileridir. Bu bakterilerin yiyeceklerin sindirilmesi, vitaminlerin üretilmesi ve hastalanmamıza neden olan zararlı mikroorganizmaların yok edilmesi gibi çok önemli görevleri bulunur.

Bağırsaklar genel sağlığımız açısından çok önemlidir. Tıp biliminin atası kabul edilen Hipokrat günümüzden 2500 yıl kadar önce “tüm hastalıklar bağırsakta başlar” sözü ile bağırsak sağlığının ne kadar önemli olduğunun altını çizmiştir. Modern tıbbın verileri de Hipokrat’ı doğrular niteliktedir. Günümüzde bağırsak sağlığının bağışıklık sistemi üzerinde, iltihabi hastalıklarda ve kanser gibi pek çok hastalıkta etkili olduğuna dair bilimsel veriler bulunmaktadır. Son zamanlarda yapılan araştırmalarda ise bağırsak florasının bazı hormonların salınımında etkili olduğu ve flora dengesi bozuk olan kişilerde buna bağlı obezite geliştiği belirlenmiştir.

Bağırsak sağlığının korunması için yapılması gereken yukarıda bahsi geçen faydalı bağırsak bakterilerinin sayısını arttırmaktır. Böylelikle zararlı bakterilerin bağırsakları istila etmesi önlenmiş ve bağırsak florası korunmuş olur. Bağırsak florasının korunması için yapılması gereken ise probiyotik içeren besinlerin ve takviyelerin kullanılması ile mümkün olmaktadır.

Probiyotikler, bağırsaklardaki faydalı mikroorganizmalardır. Yetişkin bir kişinin bağırsağında 1,5 kg faydalı bakteri (probiyotik) bulunur ve 200 m2 lik bir alanı olan bağırsak yüzeyini koruyucu bir tabaka ile kaplar. Bunların sayıca azalması bağırsaktaki zararlı mikroorganizmaların üreyerek artmasına ve çeşitli hastalıkların oluşmasına, sindirimin bozulmasına ve bazı vitaminlerin yeterli üretilememesine neden olur.

Fermente ürünler probiyotiktir. Yoğurt ve kefir gibi fermente süt ürünleri başta olmak üzere sirke ve boza gibi ürünler içerdikleri faydalı bakterilerle bağırsak sağlığınızı olumlu etkileyecek besinlerden bazılarıdır.  Fermente ürünler olan fakat yapım aşamasında yoğun tuz kullanılan turşu ve salamura gibi besinler sodyum içerikleri sebebiyle ölçülü tüketilmelidirler. Beslenme yoluyla yeteri kadar alınmadığı durumlarda ise takviyeler yoluyla vücuttaki olası probiyotik açığı giderilmelidir.

Probiyotikler vücudumuzda doğrudan ya da dolaylı görevlere sahiptirler:

1-Bağırsak duvarını koruyarak ve geçirgenliği azaltarak zararlı maddelerin kan dolaşımına geçmesini engeller.

2- Bağışıklığımızın güçlendirilmesi, yiyeceklerin hazmedilmesi, alınan vitaminlerin sentezlenmesi, besin alerjilerinin önlenmesi, iltihabi hastalıkların oluşumunun engellenmesi, kanser oluşumunun önlenmesi, yaşlanmanın geciktirilmesi, ishalin ve kabızlığın önlenmesi ve tedavisi, böbrek taşlarının oluşumunun azaltılması ve idrar yolu iltihaplarının önlenmesi probiyotiklerin faydaları arasındadır.

3-Probiyotikler folik asit dahil olmak üzere B grubu vitaminlerin çoğunun ve K vitaminin sentezlenmesini sağlarlar. Kalsiyum ve magnezyum minerallerinin emilimini arttırırlar. Hem kalsiyum hem de magnezyum mineralinin obezite ile ilişkisi düşünüldüğünde önemi bir kat daha artmaktadır. Yapılan pek çok araştırmada obez bireylerde magnezyum eksikliğine çok daha sık rastlandığını görüyoruz. Kalsiyum alımının yüksek olduğu kişilerde obezite ve insülin direnci sendromu da daha az görülmektedir.

Obez bireylerin normal kilolu bireylerle karşılaştırıldığı çalışmalarda obezlerin bağırsaklarındaki probiyotiklerin normal kilolulardan daha az olduğu görülmüştür. Obez bireylerin bağırsaklarındaki zararlı mikroorganizmalar nedeniyle tükettikleri besinlerden daha fazla kalori aldıkları ve dışkıyla daha az besin attıkları tespit edilmiştir. Bu negatif durumun kilo verildikçe iyileştiği görülmüştür.

Antibiyotik kullanımı sırasında bağırsaktaki probiyotik bakteriler sayıca azalırlar. Antibiyotik kullanımı sonrasında bağırsak florasının yeniden düzenlenmesi haftalar sonra ancak gerçekleşebilir. Bu yüzden hem doktor tavsiyesi dışında antibiyotik kullanılmamalı hem de antibiyotik kullanımı sırasından ve sonrasında probiyotik açıdan zengin beslenilmeli ve takviyelerle oluşan probyotik açığı kapatılmalıdır.

Çok sayıda farklı türde probiyotik özellikte bakteri bulunur. Probiyotik mikroorganizmaların en önemli grubunu laktik asit bakterileri oluşturmaktadır. Bunların içerisinde Bifidobacterium ve Lactobacillus türleri en yaygın olarak kullanılan probiyotik mikroorganizmalardır. Ayrıca bazı bakteri türleri ile maya ve küf türlerinden de probiyotik ürünlerin hazırlanmasında yararlanılmaktadır.

Hepsi aynı etkiye sahip değildir. Örneğin, belirli bir Laktobasilus türü bir hastalığın önlenmesine yardımcı olabilir fakat başka bir Laktobasilüs çeşidinin veya Bifidobakterium probiyotiklerinden herhangi birinin aynı etkiye sahip olduğu anlamına gelmez. Bu sebeple takviyeler yoluyla probiyotik kullanımında bir uzmandan destek almınması doğru olacaktır.