Şeker, Karaciğer Yağlanması ve Şişmanlık

Fazla şeker tüketmek genel sağlık açısından pek çok insanın yaptığı en temel beslenme hatasıdır. Fazla şekerin vücudumuzda yaptığı en kötü şeylerin başında da karaciğerimiz üzerindeki olumsuz etkileridir. Peki, çok fazla şeker yediğimizde karaciğer bundan nasıl etkilenir?

Şeker yağa dönüşür

Şeker içeren bir yemek yediğimizde, vücudumuz onu glikoza dönüştürür. Vücudumuz glikozun bir kısmını enerji için hemen kullanır ve bir kısmını daha sonra kullanmak üzere depolar. Kandaki fazla glikoz, yağ hücrelerine dönüştürülür.

Karaciğer vücudumuzda bu fazla yağı depolayan yerlerden biridir. Zamanla, karaciğer hücreleri yavaş yavaş yağ hücreleri ile değiştirilir ve bu da alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığına yol açar.

Şeker ve iltihap

Şeker yediğimizde vücudumuz iltihaba yol açan kimyasallar salgılar. Düzenli olarak şeker yersek, vücudumuzda biriken kimyasallar karaciğerimizi ve diğer bazı iç organlarımızı etkiler ve sonuçta karaciğer hasarına yol açabilir.

Karaciğer hasar gördüğünde, yağlandığında veya iltihaplandığında sağlıklı bir karaciğer kadar verimli çalışamaz. Toksinleri işleyemez ve vücudumuzdaki toksinleri atamaz. Ayrıca fazla yağ ve kolesterolü daha az yakarak karaciğerde daha fazla yağ birikimine ve kilo alımına yol açar.

Araştırma: Fazla şeker yağ üretimini 2 kat arttırır

Şekerin yüksek kalorili içeriği aşırı kilo ve obeziteye ve buna bağlı hastalıklara neden olur. Ancak çok fazla şekerin düzenli olarak tüketilmesi halinde başka zararlı etkileri olur mu? Ve eğer öyleyse, özellikle hangi şeker türleri bu zararlı etkilere neden olur? sorularına yanıtlar bulmayı hedefleyen Zürih Üniversitesi araştırmacıları bir çalışma yaptılar.

Çalışmaya doksan dört sağlıklı genç erkek katıldı. Katılımcılar test ve kontrol olarak iki grupta değerlendirildi. Test grubundakiler, yedi hafta boyunca her gün farklı şeker türleriyle tatlandırılmış bir içecek tüketirken, kontrol grubu içmedi. İçecekler, fruktoz, glikoz veya sukroz (fruktoz ve glikoz kombinasyonu olan sofra şekeri) içeriyordu. Araştırmacılar daha sonra şekerli içeceklerin lipid metabolizması üzerindeki etkisini analiz etmek için izleyiciler (vücutta hareket ettikçe izlenebilen maddeler) kullandılar.

Fruktoz ve sukroz, gıda alımı artmadan yağ üretimini 2 katına çıkartır

Genel olarak katılımcılar, şekerli içecek tokluğu artırdığından ve bu nedenle diğer kaynaklardan kalori alımlarını azalttığından, araştırmadan öncekinden daha fazla kalori tüketmedi. Yine de, araştırmacılar fruktozun olumsuz bir etkiye sahip olduğunu gözlemlediler. Vücudun karaciğerdeki kendi yağ üretimi, fruktoz grubunda glikoz grubu veya kontrol grubuna göre iki kat daha yüksekti ve bu son yemekten ya da şeker tüketiminden on iki saatten sonra bile hala geçerliydi. En çok tükettiğimiz şeker olan sukrozun yağ sentezini aynı miktardaki fruktozdan biraz daha fazla artırması özellikle önemli bir bulgu oldu.Çünkü şimdiye kadar bu tür değişikliklere neden olan esas şeker türünün fruktoz olduğu düşünülüyordu.

Yağlı karaciğer veya diyabet gelişimi daha olasıdır

Sonuç olarak araştırmacılar, makul miktarlarda eklenen fruktoz ve sukrozun dahi vücudun karaciğerdeki kendi yağ üretimini ikiye katladığını gösterdi.

Karaciğerde artan yağ üretimi, yağlı karaciğer ve tip-2 diyabet gibi yaygın hastalıkların gelişiminde önemli bir ilk adımdır. Sağlık açısından bakıldığında, Dünya Sağlık Örgütü günlük şeker tüketiminin en fazla 50 gram olmasını ve daha da iyisi olarak şeker tüketiminin 25 gram ile sınırlandırılmasını önermektedir.