Nedir?
Haşimoto tiroidi(tiroiti) 1912 yılında Japon bilim insanı Hakaru Haşimoto tarafından tanımlanmış ve tanımlanan ilk otoimmun hastalık. Otoimmun hastalıklarda vücut kendi dokusunu yabancı bir doku gibi algılayarak onu yok etmek ister. Haşimoto tiroidi olan kişilerde de vücut, tiroid hormonunu yok etmek ister ve maalesef bu gerçekleşebilir. Tüm tiroid hastalıkları içinde en yaygın görüleni olmasına rağmen pek çok kişi bu hastalıkla yaşadığını bilmez. Vücudunuzda aşağıda bahsedeceğim belirtileri hissederseniz mutlaka bir endokrinoloğa başvurmalı ve tiroid hormonlarına ve özellikle antijenlerine baktırmalısınız.
Kimler Risk Altında, Belirtiler Ne?
Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte kalıtsal özellik taşıyabilir ve aynı ailenin üyelerinde sıklıkla görülebilir. Hastaların %95’ini kadınlar oluşturur ve en çok orta yaşlı kadınlarda görülür. Özellikle menopoza girerken, gebelik öncesinde, gebelik esnasında, hamilelikten sonra veya genç kızlığa ilk adımın atıldığı dönemlerde hastalığa rastlanması olası. Stresli dönemlerde, korku, kaygı ve heyecanların yoğun olduğu durumlarda Haşimoto aniden başlayabiliyor. Sinsi bir hastalıktır, genellikle belirtisiz seyreder. Hastalarda belirtiler halsizlik, bitkinlik, kontrolsüz şişmanlama, depresif ruh hali, soğuğa tahammülsüzlük, sıcağa tahammülsüzlük, el ve yüzde şişme ve ses kalınlaşması gibi şikayetlerle kendini gösterebilir. Tip 1 şeker hastalığı, B12 vitamini eksikliğine bağlı kansızlık, demir eksikliği anemisi, trombosit eksikliği ve bazı kas ve eklem hastalıklarıyla birlikte görülme olasılığı yüksektir. Çocuklarda görülmesi durumunda büyüme gecikmesi yaşanır. Genetik etkenlerin yanı sıra yapılan bazı çalışmalar, sigara kullananların ve iyot tüketimi fazla olanların Haşimoto tiroidine yakalanma riskinin fazla olduğunu ortaya koymuştur. Otoimmün bir hastalık olması sebebiyle sık hastalanma ve immün sistem üzerinde de olumsuz etkiler yaratabilir. Dönemsel olarak hipertirodi ve hipotiroidi olabilir. Şüphelendiğiniz durumlarda mutlaka bir endokrin doktoruna danışmanızı tavsiye ederim.
Tedavisi Nasıl?
Endokrin doktorunuzun tanı koyması ve sizin kan parametreleriniz doğrultusunda yönlendirmesi dışında, hormon tedavisi başlanırsa beslenme ile desteklenmesi çok önemlidir.
Beslenme
Tiroid bezi vücudumuzun metabolizma hızını ayarlar. Yeterli hormon üretilmezse metabolizma yavaşlar ve kilo alma eğilimi artar. Tiroid bezleri tam tersi şekilde çalışır ve hızlanırsa aşırı kilo kaybı gerçekleşebilir. Yeterli hormunun üretilemediği Haşimoto tiroidinde kilo problemleri yaygındır. Kilo artışı ise kalp, şeker gibi başka ciddi hastalıklara davetiye çıkarmaktadır. Genel sağlıklı beslenme kuralları, yani tüm gıda gruplarından dengeli beslenmek, sık ve küçük porsiyonlu öğünlerle metabolizmayı çalıştırmak bu hastalar için özellikle geçerli. Glisemik indeksi düşük olan gıdalarla kan şekerini dengede tutmak ta dikkat edilmesi gereken bir başka önemli nokta.
Bazı besinler tiroid hormonu üretimine katkı sağlarken, bazıları bunun tam tersine bir etki gösterebiliyor. Bu yüzden tiroidin sağlıklı çalışabilmesi için beslenmeye dikkat edilmesi çok önemli.
Ne Tüketmeli:
İyot: Tiroidler vücudumuzda iyot emilimini sağlayan tek hücrelerimizdir. Yeterli iyot alınmaması durumunda T3 ve T4(tiroid hormonları) üretilemez ve bu durumda vücut sağlıklı çalışamaz. İyot içeren tuzların kullanılması önerilir. İyot uçucu ve ısıyla azalacağı için karanlık bir yerde saklanmalı yemek piştikten sonra üzerine eklenmeli. Ancak şu da unutulmamalıdır ki, iyot fazlalığı da tiroid sağlığını bozabilecek bir etkiye sahip. Kararında ve yeterli miktarda tuz tüketilmeli.
Selenyum: T3 hormonunun üretimi için gerekli olan selenyum, tiroid bezinin düzgün çalışması için gereklidir. Deniz ürünleri, dana ciğeri başta olmak üzere kırmızı et ve kümes hayvanları selenyum yönünden zengin besinlerdir. Haşimoto tiroidi olan hastalarda beslenme dışında günlük 200 mcg ye kadar selenyum takviyesi de önerilmektedir.
Çinko, Demir ve Bakır: Tiroid hormonu üretim döngüsü içinde etkin rolü olan çinko, demir ve bakır karaciğer, ıspanak, şalgam, mantar ve pazı gibi besinlerde bulunur.
Omega 3: Balık ve balık yağında bulunan omega3 sağlıklı tiroid fonksiyonları için gereklidir.
Antioksidanlar ve B vitaminleri: Antioksidan vitaminler olan A, C ve Evitaminleri tiroidlere zarar veren oksidatif stresle mücadelede vücudumuza yardımcı olurlar. B grubu vitaminler ise tiroid hormonu üretimi ve sağlıklı tiroid fonsiyonları için gereklidir.
Uzak Durulması Gerekenler:
Yapay tatlandırıcılar: Yapay tatlandırıcılar bazı kişilerde tiroid enflamasyonu ve tiroid oto antikoru üretimine neden olabiliyor ve otoimmun hastalıklara yol açabiliyor. Kullanımı konusunda dikkat edelim.
Guatrojen içeren besinler: Bazı besinlerde bulunan guatrojenler, tiroid fonksiyonlarının sağlıklı çalışmasını engelleyebilirler. Özellikle goitrojen içeren soyalı besinlerin hormon tedavisi için kullanılan ilaçların etkinliğini azaltıcı etkisi olduğu düşünülmektedir. Bu sebeple soya ürünleri tüketimi konusu doktorunuzla konuşulmalısınız. Bu durumda ilaç dozunun arttırılması düşünülebilir. Karnabahar, brokoli, kabak, turp ve Brüksel lahanası,karalahana gibi sebzeler guatrojen içerirler. Ancak pişiriklerinde guatrojen etkisini kaybeder. Hastaların bu sebzeleri pişmiş olarak tüketmesi önerilir.
Sonuç olarak vücudunuzda şüphelendiğiniz tiroide bağlı belirtiler varsa, mutlaka bir beslenme uzmanı ve bir endokrinolog ile koordineli tedavi altına girmenizi ve metabolik değişimler için de acele etmemenizi öneririm…
Dyt. Ayşegül Bahar
Beslenme & Diyet Uzmanı