Pek çok insan sürekli yorgunluktan şikâyet eder. Bu durum bazen önemli bir sağlık sorunu işaret ederken çoğu kişideki yorgunluk hali beslenme ve yaşam şekillerinden kaynaklanır. Yorgunluğunuzun kaynağı bir hastalık belirtisi değilse kaygı duymanızı gerektirecek bir şey yok demektir ve bunun üstesinden gelmeniz, yaşamınızda gerçekleştireceğiniz bir takım değişiklikler ile kolaylıkla mümkündür.
Aşağıdaki yazıda kendini sürekli yorgun hissedenlerin beslenme ve hayat tarzlarında yaptıkları genel hataları bulabilir ve bu önerilere uyarak siz de yorgunluk halini üzerinizden atabilirsiniz.
Çok fazla rafine karbonhidrat tüketimi
Karbonhidratlar hızlı enerji kaynaklarıdır. Vücutta en hızlı şekilde şekere dönüşürler ve vücut bunları yakıt olarak kullanır. Fakat bu hızlı yakıta dönüşen karbonhidratların tam tersi bir şekilde yorgunluğa neden olduğu bilinmektedir.
Şeker ve rafine karbonhidratlar tüketildiğinde kan şekeri hızlı bir şekilde yükselir. Bu durumda pankreas, kandaki şekeri hücrelere göndermek için yüksek miktarda insülin üretir.
Kan şekeri seviyesindeki bu ani yükseliş ve sonrasındaki hızlı düşüş kısa süreli enerjik fakat sonrasında kalıcı bir şekilde bitkin hissetmenize neden olur. Size enerji versin diye tükettikleriniz aslında kısır bir döngüye girmenizle sonuçlanır.
Birçok çalışmada şeker ve rafine karbonhidrat tüketimini azaltmanın enerji düzeylerini olumlu etkilediğini göstermiştir. Enerji düzeylerinizi sabit tutmak ve yorgunluğun üstesinden gelmek için şeker ve rafine karbonhidratları sınırlamalı ve bunların yerine lif içeriği zengin olan sebze ve bakliyatları beslenmenize eklemelisiniz.
Hareketsizlik
Çok az hareket ediyor olmak yorgunluğun nedeni olabilir. Bu kişiler egzersiz yapmak için yeterli enerjiye sahip olmadıklarını söylerler. Fakat tam tersine egzersiz yapmak hissedilen bu düşük enerjinin ortadan kaldırılmasına ve daha zinde hissedilmesine yardımcı olur.
Alışkanlıklarınızı yavaş yavaş değiştirmeye çalışın. Oturmak yerine olabildiğince ayakta durun, asansör yerine merdiven kullanın ve kısa yürüyüşler ile işe başlayın. Zaman içinde daha hareketli bir yaşama geçerek yorgunluğunuzun üstesinden gelebilirsiniz.
Uyku kalitesi
Kaliteli bir uykunun sabahında kendinizi daha enerjik ve tazelenmiş olarak hissedersiniz. Çünkü uyurken, metabolizmayı ve enerji seviyelerini düzenleyen hormonların salınımı gerçekleşir.
Optimal sağlık için yetişkin bir bireyin günde ortalama 7 saat uyuması önerilmektedir.
Uykunun kaliteli olması için kesintisiz olması ve bir rutin içinde yapılması gerekmektedir. Her gün aynı saatte uyumak, gün içinde fiziksel aktivitelerde bulunmak uyku kalitesini olumlu etkiler.
Gıda hassasiyeti
Gıda duyarlılığı olan kişilerde genellikle cilt, sindirim sorunları ve baş ağrısı gibi belirtiler ön plandadır. Fakat göz ardı edilen bir diğer belirti ise yorgunluktur.
Bazı çalışmalara göre gıda hassasiyeti olan kişilerin yaşam kalitesini en fazla etkileyen belirti yorgunluktur.
Gluten, süt, yumurta, mısır gibi pek çok besin ya da besin bileşiğine duyarlılık görülebilmektedir. Bazı yiyecekleri tükettikten sonra yorgun hissetmeniz, o gıdaya duyarlılığınızın olduğuna işaret edebilir. Duyarlılık ölçen testler ile bu yiyeceklerin hangileri olduğunu belirlemek mümkündür.
Düşük kalorili beslenme
Gün içinde çok az kalori tüketmeniz yorgun hissetmenizin nedeni olabilir. Çok az kalori tüketildiğinde metabolizma yavaşlayarak vücutta yorgunluk gelişebilir.
Günlük kalori ihtiyacı cinsiyet, boy ve yaş gibi faktörlerden etkilense de metabolik yavaşlamayı önlemek için günde en az 1200 kalori alımı önerilir.
Çok düşük kalorili beslenmede yeterli enerji alınamadığı gibi yorgunluğa neden olabilecek bazı vitamin ve minerallerin de yetersiz alımı söz konusu olur. D vitamini ve demir bunların başında gelmektedir.
Kilo verme hedefiniz varsa ve düşük kalorili bir beslenmeye geçecekseniz bunu mutlaka bir beslenme uzmanına danışarak yapmalı ve yorgun hissetmenizin önüne geçebilecek bir beslenme programı sürdürmelisiniz.
Yetersiz protein alımı
Çok az protein tüketimi yorgunluğunuza katkıda bulunabilir. Protein, yağlar ve karbonhidratlarda göre metabolizmayı daha hızlı çalıştırır. Bu nedenle kilo vermeye yardımcı olduğu gibi yorgunluğun üstesinden de gelinebilmesini sağlar.
Protein alımı ağır sporlarla uğraşanlarda da spor sonrası yorgunluğu azaltan bir faktördür. Güçlü bir metabolizma ve yorgunluğu azaltmak için her öğünde mutlaka kaliteli protein içeren gıdalara yer verin.
Yetersiz sıvı alımı
İdrar, dışkı, ter ve nefesle kaybedilen suyun yerine konması için yeterli sıvı alımı şarttır. Aksi durumda vücutta dehidrasyon oluşur. Susuz kalan vücut hem sağlıklı çalışamaz hem de bu kişiler yorgun hissederler.
Çalışmalara göre hafif derecede susuzluk bile sağlığı olumsuz etkileyebilmektedir. Susuzlukta enerji seviyesi düşer ve konsantrasyon azalır.
Spor yapanlarda susuzluk, spor sonrası yorgun hissetmenin başlıca nedenidir.
Su ihtiyacı yaş, boy, kilo ve fiziksel aktivitelere bağlı olarak değişiklik gösterse de günde 2 litre sıvı alımı genel öneri olarak kabul edilmektedir.