Demir, bakır ve çinko gibi bazı ağır metaller az miktarda olduğu sürece vücudumuzun sağlıklı çalışması için gereklidir. Fakat olması gerekenden yüksek miktarda bu ve benzeri ağır metallerin vücutta birikmesi toksik etkiye neden olabilir ve zehirlenmelere yol açabilir.
Vücudumuzda aşırı miktarda ağır metal birikimi sağlığımızı kısa ve uzun vadeli olarak olumsuz etkileyebilir. Bu ağır metaller nedeniyle sağlığımızın bozulmaması için ağır metal detoksu dediğimiz işleme başvurulmalıdır.
Gıdalarda bulunan bazı bileşikler ve bazı ilaçlar ağır metallere bağlanarak bunların vücuttan atılmasını kolaylaştırır. Bu ilaçlar ya da gıdalar yardımıyla ağır metallerin bağırsaklardan emilmesinin engellenmesi ve vücuttan uzaklaştırılması işlemine şelasyon denir. Ağır metallere bağlanan ve şelatör adı verilen madde yardımıyla şelasyon yapılır ve ağır metaller vücuttan arındırılır.
İlaç kullanılarak yapılan şelasyon tedavileri bir uzman kontrolünde olmalıdır çünkü bilimsel olarak onaylanmamış yöntemler tehlikeli sonuçlar doğurabilmektedir.
Ağır metaller vücudu nasıl etkiler?
Ağır metal zehirlenmesi vücutta beyin, karaciğer ve akciğer gibi pek çok organın sağlıklı çalışmasını bozabilir. Yüksek seviyelerde ağır metal bulunması enerjinin azalmasına da neden olabilmektedir. Ağır metallere uzun süreli maruz kalmanın belki de en tehlikeli etkisi kanser riskini arttırmasıdır.
Ağır metalleri düşük düzeylerde ama düzenli olarak almış kişilerde bazı kronik hastalıklar oluşabilmektedir. Özellikle böbrekler, kalp damar hastalıkları ve sinir sistemi ile ilişkili kronik hastalıkların önlenmesi için ağır metal detoksu önerilmektedir.
Vücutta zehirlenmeye neden olabilecek bazı ağır metaller şunlardır: Alüminyum, arsenik, bakır, cıva, çinko, demir, krom, nikel…
Bu ağır metaller vücuda beslenme ya da çevresel faktörler ile girebilir. Bazı ağır metal kaynakları ise şunlardır: Atık sular, bitkilerde kullanılan ilaçlar, endüstriyel atıklar, fosil yakit emisyonları ve sigara içmek…
Besinlerle ağır metal detoksu nasıl yapılır?
İlaç tedavilerinin aksine beslenme ile yapılan ağır metal detoksunda vücuttaki ağır metal seviyeleri çok daha yavaş bir şekilde azaltılabilir. Bu nedenle ağır metal zehirlenmesi söz konusuysa besinler işe yaramaz. Ama düzenli olarak aşağıdaki beslenme önerilerine uymak vücudunuzda ağır metallerin birikmesini önleyebilir.
Lifli gıdalar: Tam tahıllı ürünler ve meyveler gibi lif bakımından zengin gıdalar ağır metallerin vücuttan atılmasına yardımcı olabilir. Bazı çalışmalarda beyin ve kandaki cıva seviyelerinin azaltılmasında lifli gıdaların etkili olabileceği gösterilmiştir.
Kükürt içeren gıdalar: Sarımsak, soğan, pırasa, lahana ve brokoli gibi kükürt yönünden zengin gıdalar ağır metallerin vücuttan dışarı atılmasında etkili olabilmektedir. Fareler üzerinde yapılan deneylerde sarımsağın oksidatif stresi azalttığı ve kadmiyum kaynaklı böbrek hasarını önlediği belirlenmiştir.
Bunlara ek olarak bazı takviyelerin de ağır metal detoksifikasyonuna yardımcı olabileceğine dair kanıtlar bulunmaktadır. Bunlar;
Selenyum: Cıvaya maruz kalan bireylerde selenyum takviyesinin işe yaradığı ve cıvayı vücuttan uzaklaştırdığı belirlenmiştir.
Glutatyon, alfa-lipoik asit ve kükürt içeren aminoasitler (taurin ve metionin gibi) takviyeler yoluyla alınması durumunda ağır metallerin vücuttan atılmasına yardımcı olabilmektedir.
Vücudun besinler ya da takviyeler yoluyla ağır metallerden arındırılması konusunda dikkatli olunmalı ve ağır metal detoksu amaçlı beslenmenin bir uzman kontrolünde yapılması gerektiği unutulmamalıdır.
